Herkese selam,
Şu sıralar kendimi tam olarak ot gibi hissediyorum, her gün bir öncekinin birebir kopyası. Sabah söylenişlerimin arasından duyulan alarm sesi, dolmuş beklerken önümden geçen arabaların plakaları, bir yararı oluyormuşcasına insanların sarfettiği motivasyon sözleri, dönüş yolundaki insanların birebir ifadesiz yüzleri.. Hepsini ezberledim artık.
Tam hayatımda bir değişiklik olsun diyorum, bir nevi gaza getiriyorum kendimi; bir de farkediyorum ki testler, sınavlar, ödevler hepsi birikmiş. Bir yanım diyor ki "Bunlar son çırpınışlar, güzel bir hayat için kendinden biraz taviz vermelisin." öteki yanım ise "Ama şimdi hava da çok güzel..." diye başlayan bir cümle kuruyor ki sormayın nasıl etkili bir cümledir o. Zaten iç sesim ne zaman ki kolaya kaçıyor, o zaman daha bir gür çıkıyor sesi.
Böyle hayatımın çok sıradanlaştığı zamanlarda en belirgin özelliğim ise tahammül sınırımın dibi görmesi oluyor sanırım. Böyle içimdeki deli ses insanları damacanayla kovalamamı, tam ukala bir şey dediklerinde küreği ağızlarına yapıştırmamı, oturduğum sandalyeden kalkıp kafalarına fırlatmamı ve bulduğum en tırtıklı duvara kafalarını sürttürmemi söylüyor. Biraz daha ileri giderlerse de kafalarına çivi çakmam konusunda ısrarcı oluyor. Hala o sese "ştt sen sus bakıyım" diyebiliyorum, ama insanlar da göründükleri kadar tatlı yaratıklar değiller maalesef.
Bende durumlar böyle işte umarım en kısa sürede ot gibi yaşamak yerine, mavi çiçekler açıp bir şeye benzeyebilirim.
Saksınızdaki çiçekler hiç eksilmesin.. :)
Sevgilerimle,
-Bayanbilen-